Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2012 Hayali

2012 Yılının nasıl geçmesini isterdiniz? Benim düşüncem şöyle: Dünyada, Birçok Avrupa ülkesi batmak üzere olur, Türkiye'den yardım istemek zorunda kalırlar. İsrail bizden özür diler, şehid olanların ailelerine tazminat öder. Terör sorunu biter, ülkenin doğusu da batısı da rahatlar. Benzinden alınan özel vergiler azalır benzin 2.5 TL olur. Telefon görüşme ücretlerinden alınan vergiler düşer. Bir takım küme düşer, Biz şampiyon oluruz. TFF Başkanı tutuklanır. Ergenegon davaları devam eder. Yeni Anayasa taslağı kabul edilir. Bütün partiler meclise girer. Euro'dan ayrılıklar başlar, Euro değer kaybeder. Dolar düşer 1.6 TL olur. Mısır ve diğer Afrika ülkelerinde barış sağlanır ve medeniyetle tanışırlar, ülkemizi model alırlar. Birçok Türk Markası Afrika'nın McDonald, BurgerKing, CocaCola'sı olur. Türkçe Olimpiyatları bütün dünya ülkelerinde kutlanır olur.

Bizim Türkler ve Fransa gerçeği

Uzun zamandır gündemden düşmeyen Soykırım meselesi sonunda bir alıcı buldu ve kabul gördü. Ne kadar saçmalık gibi gözükse de ermenileri tebrik etmek gerekiyor. Bu azim ve zafer için sonunda istediklerini başardılar. Bir zamanlar Avrupa'ya göç eden, çalışmak için giden gurbetçilerimizi ilk uçaktan inerken bekleyen Avrupalılar Türkler geliyor diye çok merakla ve istekle bekliyorlardı. Onlardan çok şey bekliyorlardı. Ama gel gör ki ne kadar kültürsüz, ne kadar saf, ne kadar iş bilmez insan varsa hepsi birleşmiş Avrupa yolunu tutmuş. İşçi olmak için gitmiş. Tabi Avrupalılar da şok olmuş, ne bekliyorduk ne bulduk. Bu sözler yalan değil, her birimizin bir akrabası vardır Avrupa'da görün, bakın nasıllar? Türkiye'ye gelmek için son model araba alırlar sonra 1-2 sene onun  parasının ödemek için çalışırlar. Sırf gösteriş için. 'Ben' buyum dedirtmek için. Bunu neden anlatıyorum? Bakın Ermeniler gitmiş Dünyanın dört bir yanına kendi davalarını anlatmışlar, Soykırımı anlat

24 Altın

Bir yazıda okumuştum ve çok ilginç gelmişti bana. Hikaye şu: Bir hükümdar size her gün 24 altın veriyor. İstediğin gibi kullanmakta seni serbest bırakıyor. Ve de diyor ki eğer bu 24 altının bir tanesini her gün bana geri verirsen sana ilerde zorluk çıkarmayan bir gelecek vaat ederim. Hani sigorta primi gibi düşünebiliriz. Emekli olunca rahat bir hayat yaşamak için sanırım hiç kimse bu teklife hayır diyemez. Hem bedavadan 24 altın alıyorsun hem de bir tanesini sana altınları veren senin iyiliğin için geri vermen gerekiyor. Üstelik bu geri verdiğin her gün 1 altın sana gelecekte öyle bir hayat yaşamana fırsat verecek ki hiçbir  zorluk çekmeyeceksin. Böyle bir durumda herkes her gün aldığı altınlardan belki de aç gözlülük etmese yarısını bile verebilir değil mi? Peki bizi yaratan Yüce Allah bize namaz kılın diyor, bizden her gün bir saat ayırarak namaz kılmamızı istiyor, kimin için? Tabi ki kendimiz için. Bizden verdiği 24 altın saatin sadece 1 saatini geri istiyor. İsteseydi bizden

Köprübaşı Eski Tarihi

Köprübaşı'nın tarihine ait elimizde bir belge yoktur. Eski tarih kitaplarından araştırmalarla ve vakıf belgelerini araştırmakla elde edilen bilgilere dayanarak bir Köprübaşı Tarihi adlı yazıyı yazmaya karar verdim. Karahıtayların baskısı nedeniyle, Güneybatı Sibirya’da İrtiş ve Ural nehirleri arasındaki yurtlarından, 11. yüzyılda çıkarılan Kıpçaklar, Volga üzerinden batıya göçtüler. Özi (Dinyeper) Nehrine kadar Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara hakim oldular. Buralar “Deşt-i Kıpçak” şeklinde kendi isimleriyle anıldı. Bölgede yaşayan Bulgar, Alan, Burtas, Ulah, Mordva ve Hazarlar'ı hakimiyetleri altına aldılar. Rus sınırında yerleşen Karakalpaklarla savaştılar. Ruslarla, uzun yıllar (1061-1220) süren savaşlar yaptılar. Esir aldıkları Rusları, Kırım’daki Bizanslı tacirler vasıtasıyla Akdeniz ülkelerine sattılar. Bilhassa Rus knezleri arasındaki mücadelelerde yardıma çağrılmaları sebebiyle, akınlarını büsbütün arttırdılar. On ikinci yüzyıl boyunca Ruslarla savaştılar. Rusların

Şükür

Dün bir görme engelli ile toplantı yaptık. Yaptığım bir sitenin  erişilebilirliği için görüştük. Hiç üşenmeden ve naz etmeden kalktı, çalıştığı işyerinden bizim yanımıza geldi (biz aldırdık).  Bilgisayarını açtı, internet bağlantısını kontrol etti, sonra da bizim sayfamıza girdi. Bizim belki 1 dakikada yapacağımız işi o 10 dakikada yaptı. Fakat yaptı.  Yılmadı, üşenmedi, karamsarlığa düşmedi yaptı. Ben göremiyorum diye yapmayım demedi. Tıpkı bizim gibi sayfaya girdi, inceledi. Program ona yapacağı işleri söylüyordu. o da yapıyor. Sayfamızı beraber düzenledik. Şimdi süper oldu deyinceye kadar uğraştık. Sonra kırık camlı bilgisayarını topladı, sanırım birisi ona ekranı kırılmış diye hediye etmiş. nasıl olsa görmüyor ya... Gideceği yere bir arkadaşımız bıraktı onu. Teşekkür ederiz Adem bey... Dönüp de kendimize bakıyorum. Herşeyimiz var, görüyoruz, işitiyoruz, yürüyoruz, konuşabiliyoruz,,, Her bir uvzumuz yerli yerinde ve çalışır biçimde. Ne kadar şükretsek azdır. Bir de dönüp ona

Allah'ın Sadık Kulu

Resim
Animasyon olarak hazırlanan bir Türk yapımı film. Filmde Bediüzzaman Hazretlerinin Barla'daki sürgün yıllarını anlatıyor. Barla'da kaldığı evin aynısını animasyon olarak yapmışlar. Anlatılan olaylar gerçek hayat hikayesinden alınmış. Risalelerin ne zorluklarla yazıldıklarını ve ne kadar hızla çoğaltıldıklarını da gözler önüne seriyor. Filme konu olan olaylar günümüz meselelerine ışık tutacak tarzda. Film gösterimden kalkmadan izlemenizi öneririm.

Tanrı Beni Kurtarır

Adamın biri denizde boğuluyormuş, yanına bir gemi gelmiş ve adamı kurtarmak istemiş. Adam: Hayır Tanrı beni kurtarır. demiş ve gemidekilerin onu kurtarmasını istememiş. Sonra bir başka gemi daha gelmiş ona da aynısını söylemiş. Ardından dayanamamış ve boğulmuş. Tanrının huzuruna çıkınca sormuş: Ben Tanrı beni kurtarır diye bekliyordum neden kurtarmadın beni? Tanrı da cevap verir: Salak, iki tane gemi gönderdim sana...

Benim ayım neden 31 değil? Ayların hikayesi

Bizim de kullandığımız aylar neden 28,29,30 ve 31 gün çeker? Zamanında Roma imparatoru bu işe el atmış. O zamanlar bir yılın 365 gün 6 saat olduğu biliniyormuş. Meşhur imparator Julius Sezar Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes'e ayları düzenlemesi emrini veriyor. Sosigenes de bir düzenleme yapıyor. Her yıl 365 gün çekecek. Arta kalan 6 saatler her dört yılda bir son aya eklenecek. Bu son ay da Şubat ayıdır. O zamanlar ilk ay yani yılbaşı Mart ayıyla başlıyordu, Şubat ayıyla bitiyordu. Ona göre düzenleme yapıldı. Düzenlemede ilk ay 31 ikinci ay 30 üçüncü ay 31 diye ayarlama yapılarak peşpeşe gelen bir ay 30 gün bir ay 31 gün oldu. Son ay da şubat 29 gün olarak kaldı. Her dört yılda bir de 6 saatler eklenerek 30 gün oluyordu. Daha sonra Julius Sezar doğduğu aya kendi ismini verdi. Temmuz ayı (July, Julius) olarak adlandırıldı. Sezardan sonra imparator olan Augustus O da doğduğu aya kendi ismini vermiş ve Ağustos (August, Augustus) ayı bugün de kullandığımız ismine kavuşmuş. Aug

Kültür Kayması

Birkaç yüzyıldır toplumumuzun büyük bir kesimde var olan kültür kayması bizi de etkilemiş durumda. Bildiğimiz pek çok doğru aslında -doğru- olmayan doğru. Dedelerimizden, ninelerimizden duyduğumuzla hareket eden bir yapıya sahip olduk. Onların doğrusuna doğru onların yanlışına yanlış demeye başladık. Beni en çok etkileyen ve üzen insanımızın konuşmasında kullanılan belden aşağı kelimeler sanki bir marifetmiş gibi söylenmesi. İki sözünden birinde yer alan bu kelimeler aslında ne kadar da aciz bir insan olduğumuzu ortaya koyuyor. Konuşmalarında küfürler, sövmeler yer alır. Konuşurken gayriihtiyari annesine, babasına küfreder. Ağız o küfürleri sakız çiğner kolaylıkta söylemekte. Artık bunun günah, ayıp olduğunu düşünmüyor. Söyleye söyleye normal bir sözmüş gibi algılamaya başlanmış. Bu durum diğer hal ve hareketlerde de mevcut. 80 yaşındaki bir dedemiz bile bu sözleri söylerken gülerek söylüyor. Hatta marifetmiş gibi başka -ayıp- olan sözleri de söylüyor. Ey koca mahluk! Sen küçüklere ö

Çocuğunuza Hikayeler Anlatın

Çocuğumuz bizden hikaye istediğinde ilk başta aklımıza bir yazarın hikayesini anlatmak gelir. Pamuk prenses, alibaba gibi masalları anlatırız. Tabi anlatmak isteyen... Bu masalları yazanlar aslında bizden çok da farklı kişiler değillerdir. Sadece bizden farkları biraz daha tecrübeye sahip olmaları. Biz de kendi çocuğumuza kendi masallarımızı anlatabiliriz. Bizim de ali, aşye, elif gibi kahramanlarımız olabilir. Aslında çocuğumuza anlattığımız masallar çok önemli. Çocuğumuzun günlük yaşantısındaki sorunları ona çaktırmadan masalda güzel bir dille anlatarak onu bir şeyler verebiliriz. Doğruyu yanlışı anlatabiliriz. Diyelim ki arkadaşları ile oyuncakları paylaşmıyor. O zaman paylaşmak konulu bir hikaye anlatıp paylaşmanın ne kadar güzel olduğunu vurgulayan bir hikaye anlatabiliriz. Hikayemizin daha da etkili olması için kullanacağımız argümanlar da çocuğumuzun ilgisini çeken argümanlar olmalı. Çocuk eğer arabaları seviyorsa arabaları paylaşmayı anlatmalıyız hikayemizde, çocuk bebekleri s

PKK Ne istiyor?

Bugün 19 Ekim 2011 Çarşamba, Bugünü unutmayın! Bugün 26 kardeşimiz şehit oldu. Ne için? Vatanına milletine el kaldıran saldırganlar için. Neden bu terör olayları son günlerde bu kadar arttı? Hem dağda hem de mecliste bir sürü aynı tür insanlar var. Onlara insan da demek doğru değil ama ne yaparsın. Üstelik bazıları isimleri ile öyle tezat ki... Yaptıkları ne isimleri ne şaşıyor insan. Baksan hepsi aynı milletin vatandaşı. Şimdiye kadar hiç duymadım ne meclisten ne dağdan gelen haberlerde biz ekmek istiyoruz, biz su istiyoruz, biz okul, elektrik istiyoruz. Bilmiyorum siz duydunuz mu? Peki ne istiyor bunlar? Ekmek, yol, su... hiçbirşey özgürlük istiyorlarmış nasıl birşeydir bu özgürlük. Ayrı bir devlet mi? Ayrıcalıklı bir millet olmak mı? Hayır. Onlar aslında birşey istediği yok maksatları ortalığı karıştırmak. Komşu devletlerde beslenerek ülkemize saldırıyorlar. Birlik ve beraberliğimize göz dikmişler. Doğu komşularımız güçsüz oluşları nedeniyle her türlü entrika dönüyor oralarda.

Kader Nedir?

En karışık konulardan biri de Kader konusudur. Konuyu inceledikçe işin içinden çıkılamaz bir hal aldığını görürsünüz. Hele bir de fazla bilgi sahibi değilseniz bu konuda o zaman işiniz daha da zorlanacaktır. Daha önce bir yazı yazmıştım. Sigara öldürür mü diye şimdi diyorum ki evet öldürür. Çünkü biz hayatımızın gidişatına yön verebiliyoruz. Hani bazen deriz ki "kaderim böyleymiş" Hayır! kaderin öyle değildir. Bunu sen yaptığın için öyle oldu. Peki kader nedir? Kader insanın doğmasıyla başlayan ve ölümüne kadar devam eden olayların tümüdür diyebiliriz. Bu olayların gerçekleşme şekline de "kaza" diyoruz. İnsan doğumuyla hatta daha anne karnındayken başlayan kaderi şöyle bir örnekle açıklayalım ve kader kavramının anlaşılmasını sağlayalım. Bir insan düşünün okula gidiyor. Birkaç gün sonra sınavı var ve o sınava çalışıyor. Öyle ki sınav konularının hepsine çalışmış olsun. Sınava da girdiğinde bütün sorunları cevaplasın. Öğretmen notları açıkladığında da tam puan

Türk Malı Diziler

Her güz mevsiminde onlarca yeni dizi ile kanallar yayına giriyor. Hepsinde aşağı yukarı aynı konular işleniyor. Çoğu hemen hepsi aşk ve intikam konulu bu diziler bizi bizden aldı götürdü. Böyle dizileri gördükçe televizyon izleyesim gelmiyor. Acaba bizde mi sorun var yoksa yayımcılarda mı diye kendime çokça sordum. Bir keresinde bir yayımcı ile görüşmüştüm. Ona bu sorunu dile getirdiğimde o bana ilginç bir cevap vermişti. "Halk bunu istiyor bizde yapıyoruz!". Gerçekten halk bunu mu istiyor? İnsanımızın içindeki nefsani duygularını ateşleyen bu tür dizilerin kaynağında yine insanımızın içindeki o istek yatıyor. Gencinden yaşlısına kadar öyle merakla izleniyorlar ki sanki gerçekmiş gibi. Kime misafirliğe gitsem sohbet etmeye değil dizi izlemeye gitmiş gibi oluyoruz. Üstelik öyle sahneler var ki ailenin izleyeceği türden değil. Küfürler, sevişmeler.... Bir de filmleri böyle yapmadılar mı gerçekten de izlenmiyor ve bir müddet sonra yayından kalkıyor. İçinde ne kadar kötü sahn

BIC (SWIFT) Kodu nedir?

Uluslararası alanda her bankanın bir kodu vardır. Bu kod her banka için farklıdır. 8-11 haneden oluşurlar. Uluslararası para transferinde ve de haberleşmede SWIFT kodu (BIC Kodu) kullanılır. BIC ingilizce olan Bank Idenfier Coder kelimesinin kısaltılmasıdır. Türkçeye çevirecek BIC banka tanımlama kodu anlamına gelir ve her bankanın kendine ait bir swift kodu vardır. Türkiye'deki bankaların SWIFT (BIC) Kodları Listesi   Akbank SWIFT (BIC) Kodu AKBKTRIS Albaraka Türk SWIFT (BIC) Kodu BTFHTRIS Alternatif Bank SWIFT (BIC) Kodu ALFBTRIS Anadolubank SWIFT (BIC) Kodu ANDLTRIS Bank Asya SWIFT (BIC) Kodu ASYATRIS BankPozitif SWIFT (BIC) Kodu BPTRTRIS Citibank SWIFT (BIC) Kodu CITITRIX DenizBank SWIFT (BIC) Kodu DENITRIS Eurobank Tekfen SWIFT (BIC) Kodu TEKFTRIS Finansbank SWIFT (BIC) Kodu FNNBTRIS Fortis Bank SWIFT (BIC) Kodu DISBTRIS Garanti Bankası SWIFT (BIC) Kodu TGBATRIS Halkbank SWIFT (BIC) Kodu TRHBTR2A HSBC Bank SWIFT (BIC) Kodu MIDLTRIX ING Bank SWIFT (BIC) Ko

Apartman Kültürü

Eğer şehirde oyutuyorsan ve çok katlı bir binada ikamet ediyorsan bilmen gerekenler var. Apartman kültürünü biliyor musun? Gece 12'de 1 'de kahkahalarla gülmüyorsan, çocukların koşuşturmuyorsa,,, Çöpleri taa 4. 5. kattan aşağı atmıyorsan,,, Arabanı park edeceğin yere başkası parketmişse sileceklerini kaldırmıyorsan, küfretmiyorsan,,, Merdivenin önünde çocuklar çekirden yiyip kabuklarını kapı önüne atmıyorlarsa,,, Müziğin son sesini açıp öyle dinlemiyorsan,,, Sana gelen fatura/mektupları açıp zarfını yere atmıyorsan,,, Karşı apartmandaki komşun ile günlük meseleleri camdan cama konuşmuyorsan,,, Çocuğuna avazın çıktığı kadar bağırmıyorsan,,, Gecenin bir yarısında kornaya basıp durmuyorsan,,, Sana selam veren komşuna kara kara bakmıyorsan,,, Sen apartman kültürünü öğrenmemişsin demektir.

Dünya iflas ederken yükselen Türkiyeyi bekleyen fırsatlar

Batılı devletler bir bir dökülürken bir taraftan da Afrikadaki sömürge devletler üzerindeki otoriteleri azalıyor ve ellerindeki değerleri teker teker kaybediyorlar. Çok şükür ki ülkemizin başka devletleri sömürme gibi bir durumu söz konusu değil. Türkiyenin hızla büyümesi karşısında hızla eriyen bir Avrupa var öyle ki Avrupa kendi içindeki birliğe aldığı devletlerin batmaması için elinden geleni yapıyor. Bilhassa Almanya ve Fransa son kozları oynamaya başladılar. Eğer Yunanistana tamam sen iflas ettiğini açıkla deseler bütün Avrupa ve biz de bundan fazlasıyla etkileniriz. Bu kaçınılmaz son er ya da geç olacak buna alışacaklar, sonra bunu diğer Avrupa ülkeleri izleyecek. Diğer taraftan da artık uyanan bir kıta var; Afrika! Sömürgecilik anlayışını, sömürülmeyi reddeden bir anlayışla küllerinden doğan bir kıta. Çok kısmetliyiz. Şanlı atalarımız Afrikada gittikleri yerlere hep güzellikler götürmüşler. Medeniyet götürmüşler. Şimdi başbakanımız oralara gidince sanki onlardan biriymiş g

Aşk, Ulaşılamayana duyulan özlemdir...

Yıllarca, belki asırlarca bizlere karşı cinslere karşı aşık olmak için ellerinden geleni yaptılar. Bir kadına aşık olmak için neleri vermeyi göze alanlar... Kendini o uğurda eziyetlere itenler... Bir kadın yüzünden çeşitli hastalıklara kapılanlar.... neler neler. Aslında hepsi yalan. Hepsi bir aldatmacadan ibaret. Nasıl mı? İşte size kanıtı. Çok sevdiğiniz birisi olur. Ona kavuşmak için çok ter dökersiniz. Ama sonuçta kavuşursunuz. E.. sonra? Güzel geçen birkaç süre sonunda artık o aşk yerini doğallığa bırakacak. Aşk artık sıradan bir duygu olacak. Ve karşınızdaki size, siz karşınızdakine karşı sıradan davranacaksınız. Nasılsa artık istediğim zaman görebiliyorum, istediğim zaman yanına gidebiliyorum... Yani duyarsızlaşıyor aşkımız. Bir başkası da içinde duyduğu özlemle bir kadına öyle aşık olmuş ki nereye baksa onu görmek ister, Hani Leyla ile Mecnun var ya onun gibi. İçtiği suyun aksinde onu görmek ister, dinlediği müziklerde onu duymak ister, telefon her çalışında onun aradığını

Milletvekili oylardan nasıl hesaplanır?

Seçimden sonra hangi parti kaç milletvekili çıkarır? Hesaplaması nasıl yapılır? Bizim seçim sistemimize göre bir örnekle açıklayalım: Örnek bir il olarak Trabzon'u ele alalım. Farzedelim ki kullanılan or miktarı da 400 000 olsun. Buna göre A partisi: 200 000 (%50) oy B partisi: 100 000 (%25) oy C partisi: 50 000 (%12.5) oy D Bağısızı da 40 000 (%10) oy alsın. 3 parti de barajı aşmış olmalı. Trabzon'un da çıkaracağı milletvekili sayısı da 7 olsun. Şimdi şöyle bir hesap yapılıyor. bütün partiler aldıkları oyları 1 den ilin toplam milletvekili sayısına kadar bölünür. A partisi için: 200 000 / 1 = 200 000 200 000 / 2 = 100 000 200 000 / 3 = 66 666 200 000 / 4 = 50 000 200 000 / 5 = 40 000 200 000 / 6 = 33 333 ... Şimdi B Partisini hesaplayalım: 100 000 / 1 = 100 000 100 000 / 2 = 50 000 100 000 / 3  = 33 333 ... Hepsini yapmaya gerek yok Şimdi C Partisini hesaplayalım: 50 000 / 1 = 50 000 50 000 / 2 = 25 000 ... Bağımsız olduğu gibi alınır. (40 00

Şişmanlamamak için...

Bazılarına göre fazla K, bazılarına göre de balkon diye adlandırılabilen aşırı kilo almamak için ne yapılmalı? Bunu yazarken öncelikle belirtmek isterim ki kilo almak da vermek de insanın elinde olan birşey. Yeter ki gerçekten bunu isteyelim. Peki neden fazla kilo alıyoruz? Bunu kısaca aç gözlülüğümüze ve psikolojik durumumuza bağlayabiliriz. Bazı insanlar stres altında olduğunda sürekli yemek ihtiyacı hisseder ve de yer, haliyle kilolar gelir. Bazı insanlar da "aa ne güzelmiş bir tadına bakayım, aa bu da güzel olmuş bundan da bir tabak yiyeyim." diye habire yemek yerler sonra sofradan kalkmakta zorlanırlar. Bir de yeni çıkar abur-cubur yiyecekler var cips, kola vs gibi luzumsuz yiyecek ve içecekleri çokça tüketerek kilo almayı kolaylaştırıyoruz. Kilo almamak için ne yapmalıyız? İlk olarak sofraya oturduğumuzda neler yiyeceğimize dikkat etmeliyiz. Unutmayın ilaç acıdır ama şifalıdır. Şeker tatlıdır ama bir sürü zararı vardır. Bizim yemekten aldığımız tat sa

Bir Ülkenin Gelişmişlk Seviyesi

Zaman zaman çevremde gezindiğimde edindiğim izlenimleri burada sizinle paylaşmak istedim. Aslında bu yazıları ilk önce kendim okumam için yazıyorum. İsteyen istediği kadar okur ve yorum yapar. Çok sevdiğim ülkemin insanın yaşadığı çevremde dolaşırken gözüme çarpan bazı noktalar dikkatimi çok çekiyor. Çocukla bir tarafa, gençler bir tarafa, yaşlılar ise başka bir tarafa doğru gittiğini fark ediyorum. Ülkenin geleceği olan gençlerimize bakıyorum, bakıyorum... Doğrusunu söylemek gerekirse genclerimize bakmak bana usanç veriyor. Kimi takmış kulağına kulaklığı yüksek sesle müzik dinliyor marifetmiş gibi. Kimi yanıan almış arkadaşını neredeyse ona yapışmış hani biri birşey dese de bir erkeklik göstersem dermiş gibi. Kimi telefonu elinden düşürmez sürekli birşeyler karıştırır çok önemliymiş gibi. Kimisi Somurtmuş bakar hani birisi yan gözle baksa da bir olay çıkarsam der gibi. Kimisi hayatından bezmiş uyur gezer bir pozisyonda yaşıyor. Kimisi etrafını kesiyor belki bir arkadaş buluru

Cicim ayları ne zaman bitecek?

Toplumumuzda farklı alanlara da olsa hemen herkesin içinde bir cicim ayı mevcut. Şimdi yazıya başlamadan cicim ayı nedir bilmeyenler için kısaca arzedelim. Kişinin kendini hızlı bir şekilde kaptırdığı, özlemle beklediği bir şeye ulaştığındaki anıdır. Aslında bu yazımı yazmaya neden olan sebeblerden birini açıklamak istiyorum. Tramvayda her zamanki gibi gidiyorken karşımda hallerinden belli üniversiteli gençler tabiri caizse sevişiyorlardı. Kız çocuğa öyle bakıyordu ki sanki gözlerinin içi gülüyordu, sanki çocuğun yanında mutluluktan uçacak gibi bir duruşu vardı. İşte bu manzarayı görünce biraz üzüldüm, biraz sevindim. Üzüntüm; şimdi böyleler ama yarın böyle olmayacaklar. Sevincim; mutlu insanları görmek. Genç neslimiz genellikler kızlar nasıl bir erkek arkadaş bulurum, erkekler de nasıl bir kız arkadaş bulurum derdinde. Buldukları zaman da bir müddet yukarıda anlattığım olay gibi devam eden ilişkiler - cicim ayları- devam eder. Sonra bir başkasında, sonra bir başkasında mutluluğu ar