Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver

Resim
 Fahrettin Dilaver Trabzon’un Sürmene İlçesine Bağlı Aksu ( Aso ) Köyü’nde 27 Nisan 1931 yılında dünyaya gelmiştir.     Fahrettin Dilaver o zaman 7 yaşındaydı ve okula gitme vakti gelmişti.Babası Hüseyin Dilaver beş altı köye hitap eden Aksu Köyü İlkokuluna kendisini vermiş.Bir sene buraya devam etmiş.Aynı zamanda kemençe merakı da bu dönemlere rastlıyor.İlk kemençesini kendisine tahtadan idareten yapmış.Fakat eniştesi kendisine gerçek bir kemençe hediye edince sevinci görmeye değermiş. Babasının Trabzon Halk Evi’ndeki memuriyetinden dolayı ilkokula ikinci sınıfta Arafil Boyu semtindeki Necati Bey İlkokulu’nda devam etmiş.Ardından İskenderpaşa İlkokulu’nda bir sene okuduktan sonra yeni okulundan mezun oldu.Mezun olduğu sınıf hocası Sahra hanım çok şefkatli yaklaşırmış çocuklara.Okul müdürü Hasan bey namı ile sert mizaçlı babacan bir beyefendi imiş.Bir gün babasını çağırmış ve “ Dilaver bu çocuğu okut ” demiş.Fahrettin Dilaver’in hayali askeri okula gidip subay olmakmış fakat o

Trabzonlu Ses Sanatçıları-5 Hüseyin Dilaver

Resim
Trabzon’un Sürmene ilçesinin şimdiki adıyla Aksu, eski adıyla Aso köyünde Temel ve İlve Dilaver’in 3 erkek, 1 kız çocuğundan biri olan Hüseyin Dilaver 1906 yılında dünyaya gelmiştir. Çocukluk yıllarında müziğe ilgi duymuş, yaşı ile birlikte bu hobisi de ilerlemiştir; öyle ki gençlik yılları, askerlik çağı ve sonrası hobi olarak başladığı müzik hayatının en önemli parçası olmuştur. “Çok cömert bir insanmış; bir gün köye geliyormuş; eskiden gurbetten gelirken buğday ekmeği getirmek çok meşhurmuş, köye gelmiş çocuklar Hüseyin amca geldi diye etrafına toplanmış, ekmeği bütün çocuklara bölüştürmüş ve ekmek bitmiş. İnancı kuvvetli, insanlara sevgisi yoğun bir kişiymiş. Fakiri görse sırtından ceketini çıkarır verirmiş. Bir zengin fakiri görüp bir ihtiyacını giderebiliyorsa, sırtından ceketi, ayağından ayakkabıyı çıkarıp verebiliyorsa ben ona fakire yardım etti derim, dermiş. Çocukları insan sevgisini babalarından öğrenmişler, anneleri de sevecenmiş ama babaları daha bir başkaymış.” “E

Trabzonlu Ses Sanatçıları-4 Erkan Ocaklı

Resim
Erkan Ocaklı 1949 Trabzon Maçka doğumludur, aslen Laz kökenli olup,aile kökenleri Arhavi'lidir.1970 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun olmuştur. Müzik hayatına bağlama çalarak başlayan  Erkan Ocaklı Unkapanı'nda harika plak tarafından keşfedilmiş ve geleneksel Karadeniz müziğini saza yorumlamanın ötesinde özgün besteleriyle kendi tarzını yaratmıştır.1970'li yıllarda gurbete çıkan Karadenizlilerin sesi ve sembolü olmayı başarmış ülke çapında büyük popülarite kazanmıştır. Lazca ve Rumca dilinde yöresel ezgilerinde olduğu,toplam 40 albümü ve 350 adet bestesi vardır. Sanatçı 1980'li yıllarda Arabesk ve taverna müziğin yükselişe geçmesiyle yöresel çizgisini değiştirmiştir. Erkan Ocaklı'nın ilk evliliğinden Büşra Ocaklı adında bir kızı ve Acarkan Ocaklı adında bir oğlu vardır. İkinci hanımı Nebahat Ocaklı ile 2001 yılında evlenmiştir. 2007 yılında pankreas kanseri teşhisi konulup ameliyat olan sanatçı adına hayranları 2 Aralık 2007'de Cemal

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Resim
Süreyya Davulcuoğlu, 1948 yılında Akçaabat 'ta doğdu. Ağırlıklı olarak Karadeniz türküleri söyleyen Türk Halk Müziği sanatçısıdır. İlk müzik hayatına 1971-72 yıllarında Ankara'da amatör bir toplulukta başladı. 9 Haziran 1973 tarihinde Dünya Müzikologlarının ODTÜ’de yapılan çalışmasından sonra onlara verilen konserde Solist Sanatçı olarak sahne aldı ve Karadeniz müziğini icra etti. 1973 yılında Ankara Radyoevine istisna sanatçı olarak göreve başladı. Coşkun Güla’dan müzik dersi alarak 1980 yılında Televizyon konserleri vermeye başladı. 1983 yılında albüm çalışmalarına başlayıp, Arif Sağ ve Musa Eroğlu ile beş adet albüm çalışması yaptı. 1991 yılından beri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda Solist Sanatçı olarak görev yapmaktadır. Evli ve 1963 doğumlu bir kız çocuk annesidir. 1984 yılında Ağasar Dereleri adlı türküsüyle 300'ün üzerinde plak satmış ve o zamanın rekor gelirinin tek sahibi olmuştur. Sembol Plakçılık etiketi ile iki adet LP'si yayınlanmıştır

Trabzonlu Ses Sanatçıları 2 Maçkalı Hasan Tunç

Resim
Maçkalı Hasan Tunç, 1912 yılında Trabzon'un Maçka ilçesine bağlı Mağura (Örnekalan) Köyü'nde doğdu. Babası İbrahim Bey, annesi Ayşe Hanım'dır. Yedi kardeşin en büyüğüdür. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Hasan Tunç ilkokulun üçüncü sınıfına kadar okuyabilmiştir. Fakir bir ailenin çocuğu olması onun daha fazla tahsil yapmasını engellemiştir. Bu durum daha sonraki yıllarda onun sosyal yaşamında önemli sorunlara neden olmuştur. Dokuz yaşındayken geçirdiği bir kaza sonucu sağ gözünü kaybeder. Hasan Tunç, gurbete çıkmadan önce uzunca bir süre annesiyle birlikte yaylacılık yapar. Annesine göre Hasan "hovarda" bir yapıya sahiptir (O ufak yaştan beri "sevdalık edeyi" ifadesi annesine aittir). Bu özelliği ona türkü söyletmiş ve kemençe çaldırmıştır. 1930 yılında 18 yaşındayken aile ortamından ve köy yaşamından kopan Hasan Tunç gurbet kervanına katılarak İstanbul'a gelir. Karadeniz insanı için gurbet denince İstanbul akla gelir. Diğer bir ifadeyle gurbet d

Trabzonlu Ses Sanatçıları -1 Cemile Cehver Çiçek

Resim
Cemile Cevher Çiçek 1926 yılında Maçka'da doğdu. 26 Şubat 2010 tarihinde İstanbul'da vefat etti. 1946 yılında İstanbul'a yerleşti. Bestekar Saadettin Kaynak'ın, İstanbul Radyosu Müzik Yayınları Müdürü Cevdet Çağla'ya tavsiyesi üzerine, 1950 yılından itibaren Hasan Sözeri'nin yönettiği Karadeniz'den Sesler Topluluğunda ses sanatçısı olarak emisyonlara katılmaya başladı. Hasan Sözeri'nin İstanbul Radyosun'dan ayrılması üzerine, çalışmalarını bir süre kemençeci Hasan Tunç ile sürdüren Cemile Cevher, 1953 yılından itibaren, Sadi Yaver Ataman tarafından kurulan ve yönetilen Memleket Havaları Ses ve Tel Birliği Topluluğu'nda çalışmalarına devam etti. HORON HAVALARI İLE TANINDI İstanbul Radyosu'nda, Yurttan Sesler Topluluğu kurulunca (1954) , Muzaffer Sarısözen'in önerisi ile, bu topluluğun kadrolu sanatçısı oldu. İstanbul Radyosu'ndaki görevinden 1979 yılında emekliye ayrıldı.Cemile Cevher, bilhassa seslendirdiği Karadeniz Bölgesi

Okumak mı?

Toplum olarak okuma alışkanlığımız yok maalesef. Hep kulaktan duyma bilgilerle fikir üretir ve yorumlar yaparız. birçoğumuzun evi bir kütüphane gibi kitaplarla doludur ama onları süs eşyası gibi alıp rafa yerleştirmişiz. Güzel ciltleri rengarenk içerikleri bizi adeta almaya zorlamıştır. Düşünüyorum da bundan 60-70 sene öncesinde bir kitap yazmak bastırmak o kadar zordu ki bazen kitabın yayılması için elde yazılıp çoğaltılıp tahsis edildikten sonra okunması için dağıtılırdı. O zamanda okumak zor kitap bulmak daha zordu. Şimdi ise kitap basmak, dağıtmak çok kolay. Ama okumak? işte o öyle değil. Aralarında şöyle bir ters orantı var. Piyasada ne kadar çok kitap olursa yani bolluk olursa okuma oranı düşüyor. Kitap başına okuma oranı düşüyor. Kitap piyasada az olunca da önem arz ediyor. Ve kitap okuyan çoğalıyor. Toplumda, çevremde, hatta kendi ailemde de aynısını yaşadığımdan biliyorum. Daha 9 yaşındaki oğlum ilgisini çeken kitabı görünce hemen alalım diyor. alıyoruz. Biraz bakıyor il