Dünya iflas ederken yükselen Türkiyeyi bekleyen fırsatlar

Batılı devletler bir bir dökülürken bir taraftan da Afrikadaki sömürge devletler üzerindeki otoriteleri azalıyor ve ellerindeki değerleri teker teker kaybediyorlar. Çok şükür ki ülkemizin başka devletleri sömürme gibi bir durumu söz konusu değil.


Türkiyenin hızla büyümesi karşısında hızla eriyen bir Avrupa var öyle ki Avrupa kendi içindeki birliğe aldığı devletlerin batmaması için elinden geleni yapıyor. Bilhassa Almanya ve Fransa son kozları oynamaya başladılar. Eğer Yunanistana tamam sen iflas ettiğini açıkla deseler bütün Avrupa ve biz de bundan fazlasıyla etkileniriz. Bu kaçınılmaz son er ya da geç olacak buna alışacaklar, sonra bunu diğer Avrupa ülkeleri izleyecek.

Diğer taraftan da artık uyanan bir kıta var; Afrika! Sömürgecilik anlayışını, sömürülmeyi reddeden bir anlayışla küllerinden doğan bir kıta.
Çok kısmetliyiz. Şanlı atalarımız Afrikada gittikleri yerlere hep güzellikler götürmüşler. Medeniyet götürmüşler. Şimdi başbakanımız oralara gidince sanki onlardan biriymiş gibi karşılanıyor. Bu hep atalarımızın bize bıraktığı mirasın ürünüdür. Allah onlardan binlerce kez razı olsun.

Afrikada bir Türkiye, bir Türk sempatisi var artık ordaki insanlar Avrupayı istemiyor. Çünkü Avrupa onları bu hallere getirdi, sömürdü, sömürdü aç susuz bıraktı. Biz ise onlara yardım ettik, onların mallarında, değerlerinde gözümüz olmadığını anlatmaya çalıştık. Artık İsrail bile bizden korkmaya başladı. Çünkü ne Mısır kaldı yanında ne de güvendiği başka devletler. Eğer Başbakanımız böyle aktif rol üstlenmeye devam ederse Afrika tamamen Türk milletinin güvenini kazanacak, bizlerin yanında olacak.
Böyle olunca da bize süper bir ekonomik güç olacak. Bu gücü çok iyi kullanmalıyız. Bizim de Cocacola'mız olmalı, bizim de Mercedes'imiz olmalı, bizim de Microsoft'umuz olmalı. Bunun gibi her ürünün alternatifi Türk malı olmalı. Oradaki insanlar kola içecekse neden cocacola içsinler bizim de kolamız var Türklerin kolası var onudan içsinler diyebilmeliyiz. Neden onlar MCDonalds'a, Burger King'e gitsinler. Bizim de bunlara alternatif markalarımız olmalı. Bu markalarla adeta Afrikaya bir üs kurmalıyız, bütün markalarımızla oraya gitmeliyiz. Bizim diğer ülkelerin markalarına karşı bir avantajımız var O da Osmanlı torunları olmamız.

Bir konuya daha değinmete fayda var. Bugünlerde bazı filmlerimiz ortadoğuda ve bazı diğer ülkelerde gösterime girdi, televizyonlarda dizi olarak izleniyor. Keşke bu izlenen diziler bizi anlatsaydı da reklamımızı düzgün yapsalardı. Ama öyle değil. Bunu üzülerek söylüyorum ki bu diziler bizi yozlaştırmak isteyenlerin istediği gibi yapılmış. Ne kadar gayrimeşruluk varsa hepsi dizilerde işlenmiş. Üstelik bunları bir marifetmiş gibi başka ülkelere satıp biz böyleyiz der gibiler. Yarın bir gün bu dizileri izleyenler bizi örnek almaya çalıştığında bu diziler gibi olmaya çalıştığında onların da ahlak düzenleri bozulacak. Bu dizileri izleyenlerin çoğu müslüman ülkesi. Bakın Türkler böyle müslüman diyecekler bize özenecekler, bizim yaptığımızı yapacaklar. Sonra... Biz bunların mesuluiyetinden nasıl kurtulacağız? Bence devlet bu tür filmlerin yayınlanmasına ve dışarıya satılmasına izin vermemeli. Bu tür olaylarıngeriye dönüşü hemen olmaz, yılları alır ama er ya da geç döner.
Umarım bu ayrıcalığımızı Yüce Türk milleti güzel kullanır. İşte o zaman karşımızda ne Avrupa ne de Amerika durabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver