Likarba

Öyle bir devirde yaşıyoruz ki herşey bir tık kadar yakınımızda. Aklımıza takılan birşeyi yazıyoruz internete buluyoruz. Daha dünyanın öteki ucunda neler yaşanıyor, neler yapılıyor diye merak etsek televizyonu açıp öğrenebiliyorsun. Hatta internetten de öğrenebiliyorsun. Eskilerimiz şöyle derlerdi: "Bilmediğinden mesul değilsin". Evet "bilmediğinden" mesul değilsin. Ama neyi bilmeyeceksin? istediğin herşeyi öğrenebilirsin. Önceleri evlerde ne televizyon ne de radyo vardı. Eğer seyehat eden biri olsa havadisler ondan öğrenilirdi. Tabi olayın üzerinden belki günler belki aylar geçtikten sonra. Yerleşim yerlerilnde alimler olurdu ve ona sorular sorulurdu. Bazen onların da bilemediği sorular olurdu. Belki böyle soruları başkaları çok basit bir şekilde çözmüştür, ama bizim aklımıza takılmış da çözemiyoruz. O öyle kalır. çözebilirsen kendin ne âla. Fakat şimdi... Yaz google'a istediğini.... Sana bir sürü bilgi bulsun. Hal böyle olunca asırlar önce çözülmüş problemleri

Pek çoğumuz sorabilir ubuntu nedir diye? Tamamen ücretsiz hem de isterseniz CD'den çalışabilen işletim sistemi. http://www.ubuntu.com kendi sitesinden iso olarak bilgisayarınıza indirin. sonra Nero veya benzer bir programla CD'ye yazdırın. Sonra da bilgisayarınızı yeniden başlatarak CD'den çalışmasını sağlayın. Bilgisayarınıza kurmanıza gerek yok ilk etapta. Önce bir test edin sonra kurarsınız. Kuracağınızı şimdiden söyleyebilirim. Çünkü çok hızlı internet sayfalarını açıyor. Üzerinde yüklü olarak firefox var, word Excel de istemezsiniz çünkü onda Open Office var, oyunları var, kendi resim görüntüleyicisi var. Öyle lisans işleriyle uğraşamam diyenler bu tam size göre bir işletim sistemi. Deneyin özgürlüğün tadını çıkarın.

Türkçe Olimpiyatları şüphesiz ülkemizi dünyaya tanıtmak için yapılan en önemli projelerden biri, bu şarkıları da en az bizim sanatçılar kadar güzel okuyan kardeşlerimize de selam olsun. Selda Bağcan'a taş çıkartacak bir ses "Döngel"

Bugünlerde Ermeniler ile bir yaklaşım sözkonsu, üstelik onlar da bize bayağı yakın gözüküyor. Aslında Türk halkı kimseyi incitecek bir duruma girmek istemez, bunu bazıları korkak diye de adlandırsa. Türk halkının geninde olan birşey vardır, bu insan sevgisidir. Yaratılanı yaratandan dolayı severiz. Başka söze gerek niye? Şimdi gelelim bu Ermeni meselesine. Bugüne kadar gelmiş bütün hükümetler biraz korkak davrandı. Bazen -biraz mı?- demekten kendimi alamıyorum. Ne zaman Obama ABD'nin başkanı oldu işler iyiye gitmeye başladı. Yani bu korku Bush'tan kaynaklanıyordu. Obama biraz daha insancıl gibi olduğundan dolayı Hükümetimiz de fırsatı iyi değerlendirdi. Doğuda Ermeniler ile bir anlaşma yapıldı. Güneyde Suriye ile bir anlaşma yapıldı. Orada da İsraile bir gözdağı verildi. İsrail üzerinden ABD desteğini biraz çekince o da yavaşlattı vahşetini. Fırsatları iyi değerlendirmek de bir kabiliyettir. Bir daha ele geçmeyebilir. Bu konuda Hükümeti tebrik etmek gerekiyor. Umarım bundan son

Uzun zaman oldu Chrome kullanıyorum, yeni bir özellik sundu şu sıralar. Kendi temanızı seçebiliyorsunuz, baktım inceledim. Bundan birkaç gün önce de bir arkadaşım bana bir mail atmıştı. Mailde birkaç resim vardı ve resimlerden seni anlatanı seçiyorsun sana karakterin hakkında bilgi veriyordu. Temaları inceledim, bu temalarda da aynı özellik olduğunu iddia ediyorum. Seçtiğiniz tema sizin karakterinizi anlatacaktır, bu da Google için gizli bir araştırma olabilir. Benden söylemesi. Bekleyin ve görün ya da siz de inceleyin, haklı olabileceğimi göreceksiniz.

Memleketimizde yetişen çok güzel ve tatlı bir bitkidir. Genelde adına Yaban Mersini derler ama bizim orda adı likarbadır. Bu meyveyi sevdiğimden bloğun adını da likarba koydum. Fakat burada likarba ile ilgili yazı bulamayabilirsiniz.