Bu sözüm size öğretmenler

Biraz farklı çocuğu olanlar öğretmenlerden şikayetler alır. Çocuğunuz şöyle yaptı, yerinde durmuyor arkadaşları ile iyi geçinemiyor...
Bir baba olarak bu konuda birçok gözlem yaptım. Gördüm ki bu konuda aileler kadar öğretmenler de sorumlu. Size bunu bir örnekle açıklayayım.: Bir öğrenci derste konuşuyor diye öğretmen öğrenciyi müdüre şikayet etmekle tehdit ediyor. Öğrenci de artık o öğretmenin dersine katılmak istemiyor. dolayısıyla dersine de ilgi göstermiyor. En sevdiği ders olsa bile başarısız oluyor.
Dikkat ederseniz domino taşı gibi zincirleme olarak olaylar gelişiyor. Bir başlayınca gerisi de çorap söküğü gibi geliyor.
Öğretmen başta pozitif bir yaklaşımla öğrencinin neden konuşmak isteği olduğunu, bu isteğini karşılama için neler yaptığını, bunu dikkat çekmek için mi yaptığını bilmesi gerekiyor. Biraz empati kurması gerekiyor. Biz de öğrenci olduk. Hiçbir zaman robot gibi olmadık. sus konuşma denildiğinde gücendik, ama inadına yine konuştuk. Eminim bu durumdaki öğretmenler de aynı hissi yaşamışlardır.
Öğrenciler daha hayatın baharında pek çoğu daha çocuk. Onları yetişkin insanlar gibi kendimiz gibi kabul edemeyiz onların seviyesine inip onlar gibi düşünmeliyiz. Şimdiki nesil çok kırılgan, ufacık birşeyden bile alınabiliyor. Ama bunu hissettirmiyor, Bu içekapanıklığını başka bir şekilde ifade ediyor. Belki asabileşiyor, belki derste konuşuyor belki başka birşey yapıyor.
Yapılan her yanlış bir şekilde öğretmenin/ailenin karşısına misliyle çıkıyor. İster öğretmen olsun ister aile bireyi olsun çocuklara karşı çok daha dikkatli olmalıyız. Yapmadığımız birşeyi onlara yaptıramayız, Önce biz doğru olmalıyız sonra onlara haraketlerimizle örnek olmalıyız.
Peki neler yapmalıyız. İşte bütün mesele burada başlıyor.
- İlk önce Pozitif olmalıyız. Bir çok kişilik sorunlarının altında negatif yaklaşımın etkisi vardır. Hangi olay olursa olsun kırıcı bir üslupla yaklaşılmamalı. Eğer aile/öğretmen dik durup adaletli davranabilirse sorunların çoğu başlamadan çözülebilir.
- Çocuklara karşı empati kurmalıyız. Biz de çocuk olduk, herkesin çocukluk yaşantısı farklıdır. istekleri amaçları farklıdır. Bu farkındalıkları görüp ona göre davranmak gerekir. Matematiği sevmeyen bir çocuğa zorla matematiği sevdiremezsiniz. ilgi duyduğu alandan yola çıkarak ilgi alanlarını zenginleştirmek gerekir.
- Çocukların ilgi alanlarını iyi bilmek gerekiyor. Biz çocuk iyi yazıyor diye diğer çocukların da iyi yazması gerekmez. Böyle kıyaslamalar yapılmamalı. Her öğrenciyi farklı bir birey olarak değerlendirmeliyiz.
- Öğrencilerin ilgisini çekmek için farklı yollar denenmeli, bazen bir fıkra anlatarak bazen bir hareketle dikkat çekilmeli. Öğretmen sınıfa tam hakim olmalı. Eğer öğretmende bu potansiyel olursa sınıfta hiçbir sorun olmaz. Olsa bile sorunlar kolayca çözülür.

Böyle öğretmenler hayal ediyorum. İnşallah bu tür öğretmenler aramızda çoğalır. Çocuklarımız derslere daha istekli katılır.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver