Çocuğumun okula kayıt yaptırmak macerası

Bu yazdıklarımda işini hakkıyla yapan öğretmenleri müstesna tutuyorum.

Bu dönemin başında çocuğumu okula yazdırmak istedim. İşimiz gereği farklı bir okula yazdırmam gerekiyordu. Fakat normal şartlarda bunu yapmak imkansız bir durumdu. Biz de çareyi taşınmakta bulduk. Bu arada da gideceğimiz okulun müdürüyle de görüştük. "Tamam dedi, kayıtlar bitsin, haytaya gelirsiniz sizin de kaydınızı alırız.".

Biz de bu arada taşınma işlemini hallettik. Sonra geldik okula kaydımızı yapmaya. Bulunduğumuz yer uygun görüldü. Kaydımız alınacağını söyledi müdür. Bazı belgeleri ayarlamam gerekiyormuş onlar için tekrar bir çalışma yaptım. Her müdürle görüşmeye gittiğimde en az 3-4 saat beklemek zorunda kalıyordum. Her içeri giren 20-30 dakika içeride kalıyordu.
Sonunda belgeleri tamamladım ve müdürün yanına gittim. Belgeleri verdim kaydımızı yapmasını istedim. Tama dedi. Peki okulumuza ne verebilirsin diye sordu. Ben aslında duymuştum herkesten birşeyler istediğini. Meğer içeri girenlerle sıkı bir pazarlık yapıyor ve kimden ne koparabilirse alıyordu. Ben birşey veremeyeceğimi söyleyince biraz alındı. Ama bir abimizin selamını söyleyince zor da olsa kabul etti.

Kaydımızı yaptık, şimdi sıra üniforma ve ders araç gereçlerine geldi. Sınıfımıza gittik, öğretmenimizle görüştük. Öğretmenimiz 40-45 yaşlarında bir erkekti. Bize gereken bilgileri verdi. Kitapları müdür yardımcısından alacağımızı söyledi. Müdür yardımcısına gittik, "Kim dedi benden alacağınızı" diye bizi tersledi.Öğretmenleri ile aralarında bir kopukluk olduğu belliydi.

Derslere başlatıktan sonra veli toplantısı yapıldı. Toplantıda projeksiyon parası, dergi parası vs. derken 250 lira daha bizden almak istediler. Bu kez verdik. Milli Eğitimin verdiği kitaplardan ders yapmıyorlarmış bu ayrı bir teferruat.
Aradan birkaç hafta geçti.
Öğretmen bizi çağırdı özel görüşecekmiş. Biz de merak edip gittik. Öğretmen "Bu çocuğu ana okuluna gönderin, buna ben ders anlatamıyorum " dedi. Biz şok olmuştuk. Çünkü iki sene boyunca yuvaya gitmişti çocuğumuz ve durumu da oldukça iyiydi. Daha iki hafta okula adapte olma sorunu yaşayan çocuğumuza yapılan bu hakaret karşısında bir de rehberlikle görüşelim dedik. Durumu oradaki arkadaşlara izah ettik.
Bir de biz görelim çocuğu dediler. Ve ders arasında çocuğumuzu gördüler, test yaptılar. Sonra bizi çağırdılar dediler ki: "Bu çocukta bir sorun yok hatta akranlarından bazı konularda daha da ilerde" dediler.
Bu durum karşısında çok üzüldük. Çocuğumuzu okuldan alıp özel okula verdik. Özel okulda bir saat içinde kaydımızı yaptılar ve devamsızlık olmadan derslere devam etti.


Bunları neden anlatıyorum?
Bu günlerde çokça tartışılan dershanelerin kapatılması ile alakalı olarak Milli Eğitimdeki okulların durumu hakkında küçük bir bilgi vermek istedim.

Devletimizin okulunda okumak için bir hafta müdür kapısında bekliyorum.
Sonra -ne kadar- yasak da denilse kayıt parası vermek zorunda bırakılıyorum.
Ardında Öğretmenden de çocuğum ile alakalı ters bir cümle duyuyorum.
Gel de şimdi çocuğunu devlet okuluna ver.

Bir tarafta 2-3 bin lira maaş alan öğretmenler var ki çoğu aldığı paranın az olduğundan şikayetçi,
Diğer tarafta düşük maaşla çalışan ve gönüllerini öğrencilerine atayan öğretmenler. Gelin siz kararınızı verin.
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver