Bugünün gençleri dünün gözbebekleri

Bazen şöyle çıkıp biraz dolaşayım diyorum. Otobüste, metroda, caddede sokakta. Sonra dolaştığıma pişman oluyorum. O kadar ipsiz sapsız var ki dolaşan, onları görüp de üzülmemek mümkün değil. Aylak aylak gezen mi ararsın, öpüşen mi ararsın, uluorta sarmaşdolaş olan mı ararsın... herşey meydanlarda.
Ne utanma hissi kaldı ne de eseri.

Bunları yetiştiren anneler babalar bir zamanların çok çekmiş, kıtlık görmüş anne babalar. "Biz çok çektik çocuklarımız çekmesin" demişler ve ellerinden geldiğince çocuklarını lüks yaşatmaya çalışmışlar Sonra da hadi buyrun sokaklara bakın. Tabi bunda sadece anne babanın etkisi yok. İzlenen diziler de bu yöne itiyor. Nasıl olsa Tv yapımcıları paraya taptıkları için milletimizin ne hale düştüğü onları ilgilendirmez. Onlar sadece kazanacağı parayı düşünür.

Böyle devam ederse bundan belki 10-20 yıl sonra evlilikler birkaç yıl sürecek. Hatta belkide evlilik olmayacak. Günlük yaşayıp sonra başkasıyla gezecek tozacaklar.

İşte bu milletimizin sonu demektir. Ne utanmak hissi kaldı ne de saygı.

Büyük şair bu konuda çok güzel bir şiir yazmış.
Umarım biz ve bizden sonra yetişenler hayırlı olur.


Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz

Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
Kapkaranlıkken bütün afakı insaniyetin,
Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin;
Yarmışız edvar-ı fetretten kalan yeldaları;
Fikr-i ferda doğmadan yağdırmışız ferdaları!
Öyle ferdalar ki: Kaldırmış serapa alemi;
Dideler bir cavidani fecrin olmuş mahremi.
Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyaz imiş!
Bak ne ani bir tekamül! Bak ki: Hala mündehiş
Yad-ı fevka'l-i'tiyadından onun tarihler;
Görmemiş benzer o müdhiş seyre, hem görmez beşer.
Bir taraftan dinimiz, ahlakımız, irfanımız;
Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsanımız;
Yükselip akvamı almış fevc fevc aguşuna;
Hepsi dalmış vahdetin aheng-i cuşacuşuna.
Emr-i bi'l-ma'ruf imiş ihvan-ı İslam'ın işi;
Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi.
Kimse haksızlıktan etmezmiş tegafül ihtiyar;
Ferde raci' sadmeden efrad olurmuş lerzedar.
Bir, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz?
Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz!
Nehy-i ma'ruf emri münkerdir gezen meydanda bak!
En metin ahlakımız, yahud, görüp aldırmamak!
Yıktı bin mel'un kalem namusu, bizler uymadık;
"Susmak evladır" deyip sustuk... Sanırsın duymadık!
Kustu bin murdar ağız (din)'in bütün ahkamına;
Ah, bir ses bari yükselseydi nefret namına!
Altı yüz bin can gider; milyonla iman eksilir;
Kimseler görmez! Gören sersem de Allah'tan bilir!
Sonra, şayet şahsının incinse, hatta, bir tüyü:
Yer yıkılmış zanneder seyr eyleyen gümbürtüyü!
Kırkın aylıktan biraz, yahud geciksin vermeyin;
Fodla çiy kalsın, "pilav bitmiş" deyin, göstermeyin;
Fes, külah, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele;
Mi'delerden fışkırır ta Arş'a aç bir velvele!
Ortalık altüst olurken ses çıkarmazdım, hani,
Öyle bir dernekte seyret gel de artık sen beni!
Göster, Allah'ım, bu millet kurtulur, tek mu'cize:
Bir "utanmak hissi" ver gaib hazinenden bize!
Mehmet Akif ERSOY

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver