Hazır mıyız?

Gün geçmiyor ki birisi ölmesin, ölüm haberi duymayalım. Peki bizim başımıza geleceğini hiç düşünüyor muyuz?
Yanımızda götüreceğimizi hazırladık mı? Hazırda birşeyler var mı?
Şöyle bir düşünelim. Valizler dolusu paramız olsa, evimiz, sıcak yuvamız, arabamız... herşeyimiz var birden Azrail (AS) gelir ve der ki hadi gidiyoruz. Ona diyemeyiz ki daha yapacak işim var, azıcık daha bekleyebilir miyiz diye. O geldi mi biz artık gitmiş olacağız. Evimiz, arabamız, sıcak yuvamız hepsi geride kalacak. Arabamız otoparkta, giysilerimiz dolapta kalacak. Yakınlarımız bizi kabre kadar götürecek. Eğer sonrası için birşeylerimiz yoksa ne kadar hata ettiğimizi anlamak için çok geç olacak. O sonsuzluk için bir namazımız, bir orucumuz yoksa  ne kadar kendimize yazık etmiş olacağız.

Ahiret için azık olarak yapılan iyilikler, kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar verdiğimiz sadakalar, yaptığımız bir hayır, yetiştirdiğimiz bir evlat... olacak. Gerisi hep bu dünyada kalacak. Dünyalar kadar mülkümüz olsa da öteki tarafa bir iğne dahi götüremiyoruz. Ne garip değil mi? bir iğne dahi götüremediğimiz ahiret yurduna, sonsuzluğu yaşayacağımız yer için hiç çalışmayız ama geçici olarak durduğumuz konak yeri dünya için öyle çalışıyoruz ki gecemizi gündüzümüze katmışız.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver