Değişik Bir Yılbaşı
Yılbaşı denince herkes eğlenmek, piyango, hediye gibi şeyler düşünür oldu. Pek çoğu saat 00.00 olunca çılgınca eğlenmek peşinde geziyor. Sanki Türk milletinin yapısı Avrupalılaştı da bizim haberimiz yok. Bulunduğum yerde bir sürü havai fişek atıldı saat tam gece yarısında. Bu gece ile kırmızı rengini de özdeşleştirmişler. Noel baba kırmızı giyiniyor. Bir de açık kadınları anlatmak için yine kırmızı kullanıyorlar, bir nevi erotizm yaşatmak için bu geceyi bayağı iyi kullanıyorlar. Bizim halkımız da saf saf birilerinin emellerine alet oluyorlar.
cumartesi gecesi eve giderken gördüğüm kadarını size anlatayım. Her tarafta alışveriş çılgınlığı kuruklar o biçim, trafik dersen çıkmazda. Sahil boyundan ilerleyip giderken de oradaki evlere bakıyorum, evlerin içinde neredeyse evin içini tamamen kaplamış çam ağaçları. Işıklı ve süslü, yılbaşını bekleyen zavallı çam ağaçları. Yılbaşı için bekletiliyor, sonra çöpe atılacak bir çam ağacı. Bu işten en çok bu işi pazarlayanlar karlı çıkıyor. Televizyonda haber yapılmış, yılbaşı için ne alacaksın soruyor spiker bir vatandaşa. O da diyor ki özel elbiseler, içecekler alacağım. Bir başkası başka bir şey söylüyor. Aslında demek istiyorlar ki seyircilere siz de boş durmayın bakın millet neler alıyor hadin sizde almaya çıkın... Marketler hele büyükleri boy boy afişlerle yılbaşı için kampanyalar yapmışlar, içkiler şu kadar, çam ağaçları şu kadar, giysiler şu kadar diye.
Kampanya meraklısı halkımız da dayanamaz zaten böyle şeylere hemen alışverişe çıkar.
Bir bayram havasında kültürümüze giren yılbaşı eğlence, müzikle kutlanıyor oldu.
Biraz radikal olduğumu düşünüyordum bu akşam, uyuyacağım diye düşündüm. Çünkü bu akşam uyumak da belki de ibadet sayılırdı. Bu kadar günahın işlendiği bir akşamda. Nitekim de uyudum. Niyetimiz sabah yılbaşı çılgınlığına inat sabah namazını Eyüp'te kılmaktı. Erkenden kalktık ve caminin yolunu tuttuk. Soğuk ve yağmur bize mani olmadı. Ezandan yarım saat önce camiye vardık. Baktım ki tek radikal düşünen ben değilmişim. Yarım saat önce olmasına rağmen camide yer kalmamıştı. Biz de etraftaki başka küçük camilerde namazımızı kıldık. Demek yılbaşını sadece eğlence mekanlarında geçirmeyenler de varmış.
cumartesi gecesi eve giderken gördüğüm kadarını size anlatayım. Her tarafta alışveriş çılgınlığı kuruklar o biçim, trafik dersen çıkmazda. Sahil boyundan ilerleyip giderken de oradaki evlere bakıyorum, evlerin içinde neredeyse evin içini tamamen kaplamış çam ağaçları. Işıklı ve süslü, yılbaşını bekleyen zavallı çam ağaçları. Yılbaşı için bekletiliyor, sonra çöpe atılacak bir çam ağacı. Bu işten en çok bu işi pazarlayanlar karlı çıkıyor. Televizyonda haber yapılmış, yılbaşı için ne alacaksın soruyor spiker bir vatandaşa. O da diyor ki özel elbiseler, içecekler alacağım. Bir başkası başka bir şey söylüyor. Aslında demek istiyorlar ki seyircilere siz de boş durmayın bakın millet neler alıyor hadin sizde almaya çıkın... Marketler hele büyükleri boy boy afişlerle yılbaşı için kampanyalar yapmışlar, içkiler şu kadar, çam ağaçları şu kadar, giysiler şu kadar diye.
Kampanya meraklısı halkımız da dayanamaz zaten böyle şeylere hemen alışverişe çıkar.
Bir bayram havasında kültürümüze giren yılbaşı eğlence, müzikle kutlanıyor oldu.
Biraz radikal olduğumu düşünüyordum bu akşam, uyuyacağım diye düşündüm. Çünkü bu akşam uyumak da belki de ibadet sayılırdı. Bu kadar günahın işlendiği bir akşamda. Nitekim de uyudum. Niyetimiz sabah yılbaşı çılgınlığına inat sabah namazını Eyüp'te kılmaktı. Erkenden kalktık ve caminin yolunu tuttuk. Soğuk ve yağmur bize mani olmadı. Ezandan yarım saat önce camiye vardık. Baktım ki tek radikal düşünen ben değilmişim. Yarım saat önce olmasına rağmen camide yer kalmamıştı. Biz de etraftaki başka küçük camilerde namazımızı kıldık. Demek yılbaşını sadece eğlence mekanlarında geçirmeyenler de varmış.
Yorumlar
Yorum Gönder