Memleketim ve yer davaları

Ne yana baksam, kime dönsem her tarafta aynı sorun. Baba vefat edince ortalık karman-çorman oluyor. Kardeşler birbirine giriyor, o yer senin bu yer benim, sen daha fazla aldın, kızlara yer yok... gibi bir sürü dalavere yapılıyor. Nedir bu? Neyi paylaşamıyorsunuz?




Aslında balık baştan kokar derler ya. Şimdi öyle bir durum var. Evlatlar babaya deseler ki baba sen sağken biz yerleri paylaşalım. Baba "Olmaz, benim yerim paylaşılmaz", ya da başka bir ifadeyle paylaşmak istemez. Anlayacağınız topraktan ayrılamaz, çocukları bile olsa yine de ayrılamaz ufacık bir parça toprağından. Öyle ya o çalışmış kazanmış o toprakları. Nasıl bir anda çocuklarına versin. Hem belki çocukları onu bakmazsa yerler de gitmiş olacak, sonra ne yapar?...



Ölüm vakti yaklaştığını anlayan baba hemen çocukları toplar ve bir vasiyet yazdırır. Oğlum şurası senin, kızın şurası senin... Yine de kimseye tapu vermez, ne olur ne olmaz.



Sonra baba ölür...

Kardeşler aralarında başlar konuşmaya; "Aslında ben babamı daha çok bakmıştım ama bana az yer verdi.", Öteki: "Ben yanında değildim ama hep ona para gönderiyordum bana daha çok yer vermeliydi.", bir diğeri: "Aslında kızlara çok yer verdi onlara yer ne lazım, zaten evlenmiş gitmişler." Kız kardeş:"O senin babansa benim de babam sana ne verdiyse bana da onu verecek" ...



Sonra...

Araya gelinlerin de girmesiyle kardeşler aralarında kan-bıçak olurlar. Pek çoğu birbiriyle konuşmaz. Sonra mahkemeye tekabül eder iş. Son kararı hakim verir. Kardeşler ahaliye rezil olduktan sonra. Hatta bazıları çaktırmadan gizli gizli yapar ki kimse duymasın da rezil olmayalım. "Rahmetlinin oğullarına bak bir yer davasına birbirleriyle düşman oldular" demesinler diye.



En sonunda ne olacak?

Herkes alacak üç kuruşluk tarlasını, evini. Kardeşler birbirleriyle konuşmayacak. Kuzenlerin birbirlerini görmesi hoş karşılanmayacak. Akrabalık bağları ince bir iplikle birbirine başlı kalacak.



Heyhat! Bu mudur insanlık? Bu mudur Müslümanlık? Hiç ibret alınmıyor, bugün babalarına yaptıklarını yarın da çocukları onlara yapacak. Bu kadar toprağa tapmak niye? alın hepsi sizin olsun! giderken yanınızda kaç dönüm tarla, kaç katlı ev götüreceksiniz?

Artık kendimize gelme vakti geldi de geçiyor bile. Lütfen bu anlatılanlar gibi bir hayat yaşamayalım. Herkes hakkına razı olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver