Evlerde yarış atı yetiştiriyoruz!

Nasıl yani? dediğinizi duyar gibiyim.
Nasıl mı? Okula giden çocuğu olan evlerde durum apaçık böyle. Tüm konsantremizi çocuklar üzerinde bu yola sarfediyoruz.
Çalış! Ödevini yap! Soru Çöz!
Genel olarak yaptığımız bu. Son yıllarda gençler için diyoruz ya bu gençlik nereye gidiyor diye. Nereye gittiği belli. Biz nereye gönderiyorsak oraya gidiyor. Sanıyoruz ki sınavı geçince işlem tamam. Sonrasında her şey tospembe  olacak. Halbuki öyle bir dünya yok.

İki karakteri inceleyelim:
Birincisi işi sadece ders çalışmak olan bir öğrenci tipi olsun. Sürekli ders çalışıyor, deneme sınavlarından yüksek puanlar alıyor. Arkadaşları onun en büyük rakibi, hepsini geçmek için daha çok çalışıyor. Sınav günü geldi ve çok yüksek bir puan aldı. Burada diğer karakterimize bakalım: o da sınava kadar gelsin. İkinci tip öğrencimiz de zorla çalışıyor, ailesinin zorlamasıyla ders yapıyor, sınalvara giriyor fakat başarı ortalaması düşük. Bu da sınava giriyor ama istenilen başarıya ulaşamıyor. Şimdi iki öğrencimiz de sınava girdi. Biri sevinçli sınavda istediği puanı aldı. Diğeri stresli ailesinin istediği puanı alamadı diye. Şimdi ne olacak diye düşüncelere girmiştir.
Başarılı olan öğrenci için şunu söyleyebiliriz. Evet başardı. hakkıydı kazandı. Fakat sadece sınav sonucu değil hayatımız. Bundan sonraki aşamalarda toplumla bütünleşmesi zor olacak, sosyalleşmede sorunlar yaşayacak. Bir Birey olarak başarılı olma şansı çok düşük. İşte başarılı olabilir ama sosyal hayat, ahlaki hayatta ki okulda bunları gözardı ettiği için depresyon tehlikesi olacak.
Diğer başarısız öğrenci de hep ailesinin baskısıyla stres yapa yapa ne okula gitmekten zevk aldı ne de sonraki zamanlarda çalıştığı işten zevk alacak. Çünkü hayat, öğrenme sadece bir okul geçiş sınavından ibaret değil.
Maalesef okullarımız sadece buna odaklanmış. Ne terbiye, ne ahlak ne de diğer sosyal becerilere ilgi verilmiyor. Sadece sınavı kazan yeter! Yetmiyor ama!
sonra çevremizde ailemizde görüyoruz okulu sevmeyen, okula gitmekten hoşlanmayan çocuklar, sürekli sınav stresiyle yaşayan çocuklar, ailesine, öğretmenine çevresine saygısız çocuklar....

Milli eğitim sisteminde bu sınav furyasını kaldırıp çöpe atmalı sonra o çöpü de geri dönüşüme değil ulaşılamayacak bir yere atıp üzerinde de tonlarca beton atmalı.
Gençlerimiz akıllı ve zeki. fabrika gibi bir kalıba sokup aynı model ürünler elde etmek istiyoruz. Bunun böhyle olmayacağı çok aşikar. Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli ve gençlerimize gereken öncelik verilmeli. Dersler daha esnek olmalı. okullarda eğitimler sınava odaklı olmamalı. Kabiliyetlere göre alanlara ayrılmalı. Bir çocuk fotoğraf çekmede kabiliyetliyse ona göre özel eğitim verilmeli. Bu özelliğini köreltmemek için caba sarfetmeli. Bu Milli eğitimimizin işi.
Bir de biz veliere düşen gençlerimize daha fazla vakit geçirmek ve onları daha iyi anlamaya çalışmak. Hayat sadece sınav değil. Ahlak, terbiye ve dini duyguları da aşılamalıyız.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver