Ey Türk Gençliği

"Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur..." Diye başlayan Hitabeyi ilk okul çağlarında ezberlemiştik.
Şimdilerde çok lazım olan sözler var içinde. Milletimiz çok ağır imtihanlar verirken gençlerimiz de sağolsunlar ellerinden geleni yapıyorlar. Bu yönüyle gençliğimiz gurur verici. Fakat gençliğimizin biraz da din ve ilim sahibi olması gerekiyor. Sadece bilek gücüne dayanan ruh bir yere kadar gider. ilk önce ahlak ve din konusunda iyi olmalı. Sünnete uygun hareket etmeli. Öyle bir kıvılcım bekleyen barut gibi patlamak yerine sıcak havada içilen soğuk su gibi olmalı. Hayat insanın yaşantısını çok şekillendiriyor. Bazen hiç olmadık yerde olmadık tavırlar sergileyebiliyoruz. Sadece gençler için değil hepimiz için geçerli bu. Konuşmadan önce düşünmek gerekiyor; bu söz karşımdaki insanı rencide eder mi diye. Sonuçta karşındaki de konuştuğuna göre tanıdığın birisi. kırmadan istediğimiz fikri anlatmalıyız.
Çok gariptir. Sosyal medyada asıp kesenler görüyoruz. Bunlar kesinlikle doğru yaklaşımlar değildir. Eğer gerçekten biz Müslümanız diyorsak, Türküz diyorsak bu tavırdan vazgeçmeliyiz. Örnek alacağımız tek şahsiyet Peygamber (SAV) Efendimiz olmalı. O (SAV) olaylara nasıl yaklaşırdı? Böyle durumlarda neler yapardı? Bunu bilip ona göre hareket etmeliyiz. Her söylenene inanıp gaza gelmemeliyiz. İşte bakın en son olayda Rusya büyük elçisi vuruldu. Daha 22 yaşındaki bir genç, kim bilir kimin gazına gelmiş. Her vatan-millet diyenin peşinden gitmemeliyiz.
Allah herkese akıl vermiş. Doğruyu yanlışı seçebiliriz. Bilmiyorsak araştırıp öğreniriz. Hele bu çağda yaşayan bizlerin imtihanı daha da zor. Ahirette "Bilmiyordum" diyemiyecek kadar aciz olacağız. Neden mi istediğimiz herşey internette var, kitaplarda var. Aç araştır bul. Bilmiyordum demek gibi bir lüksü olunmayan çağdayız.
Ey Türk Gençliği; Geleceğimizi emanet edeceğimiz sizlersiniz. Siz ilim ve inançlı olursanız milletimizin sırtı yere gelmez. Eğer Suriye'de, Irak'ta ve diğer İslam coğrafyasında ölümler, savaşlar oluyorsa bunun en büyük sorumlusu bizleriz. Yüzyıllarca İslam alemini yöneten atalarımızdan kalan mirası devam ettirmemiz gerekiyor. Bu da her yönüyle çalışmaktan geçiyor. Çağımız akıl çağı. Bile gücüyle iş olmuyor. Akılla işler çözülüyor. Eğer bilek gücü para etseydi en zengin sanırım hamallar olurdu, en çok yükü onlar taşıyor. Diğer tarafta bakın bilgi işlemde çalışanlar aklını kullananlar binlerde liralık maaşlar alabiliyorlar.
Lütfen çalışın ve emanete sahip çıkın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çifin çiçeği (Ağu-Avu çiçeği)

Trabzonlu Ses Sanatçıları-3 Süreyya Davulcuoğlu

Trabzonlu Ses Sanatçıları-6 Fahrettin Dilaver